ADMiN
|

DİKKAT: Bu konu 6 yıl önce açılmış. İçerdiği bilgiler eskimiş olabilir!

Son dönemlerde sağlık çalışanlarına zalimlik
derecesinin de ötesinde saldırılar yapılıyor.Hayatı boyunca ona buna laf
yetiştirmekten, kendini yetiştirememiş sefiller ise bu saldırıları
adeta alkışlayarak karşılıyor.
Geçenlerde okuduğumda kanımın çekildiğini hissettim. Ağrı'da bir hasta yakını, 7 aylık hamile doktora kızıp karnına defalarca tekme atıyor. En ufak bir acı, bir sızı ve insanlık adına en küçük bir his duymadan tekmeliyor, tekmeliyor ve yine tekmeliyor.
Çocuklara
şiddetin, kadına şiddetin, anaya babaya, öğretmene, öğrenciye ve dahi
börtü böceğe şiddetin bile pik yaptığı bu coğrafyada artık ana
karnındaki çocuğa şiddet uygulayacak kadar dip yaptık, alçaklaştık demek
ki...
Haberin altındaki yorumlara göz attım. Eğilimi şiddet ve öldürmek olan bir toplumda bu cehennem tazılarını
alkışlayanlar neler yazıyordu neler. Merak ettim, sağlık mensuplarına
yönelik saldırı haberlerinin neredeyse hepsini tek tek inceledim.
Hepsinde benzer yorumlar...
"Kimbilir doktor veya hemşire yine neler yaptı?" diye başlayan, "Hakediyorlar kardeşim", "Zaten çok para alıyorlar", "Oh iyi olmuş" diye biten bir sürü hastalıklı yorum alt alta iliştirilmişti.
Savaşlarda
bile sağlık personelinin dokunulmazlığı varken, saldırıyı reva gören bu
ucube beyinlilere ne demeli bilmiyorum. Köpek bile kendisini tedavi
eden veterineri ısırmazken, sağlıkçıları dövmekten keyif alan
saldırganları hangi canlı sınıfına sokmak gerek, onu da sizlere
bırakıyorum.
****
Gelin bugün doktorlar ve hemşireler neler yapıyorlar da saldırıya uğruyorlar bunu samimiyetle tartışalım.
Ne yapıyorlar?
Hastanın
birinci derecede yakınları bile evde horul horul uyurken, onlar
hastanın başında nöbet bekliyor, saat başı gelerek kontrollerini
yapıyor, ilaçlarını büyük bir özenle bedenine şifa için zerk ediyor,
hatta yemeğini ve suyunu yatağına kadar servis ediyorlar. İniltiler,
feryatlar ve hezeyanlar içinde ve sadece ama sadece canı yananların
şikayetlerini dinliyorlar.
Bundan daha büyük kötülük olur mu?
Bazen "keşke" diyorum..
Keşke şu doktorlar şöyle 5 gün toplu halde tüm hastaneleri boşaltsa... Boşaltsa da, şu "İshalden gittik, bakmadılar"
diyen beyin ishaline yakalanmış zümre şöyle sokaklarda acı içinde
kıvransa... Kıvransa da, yumruk attığı, tekme attığı o görevlilerin ne
kadar özel, ne kadar mukaddes olduğunu bir anlayabilse...
Yapamazlar işte, yapamıyorlar.
Duvarda "hasta hakları bildirgesi" vardır çünkü. O bildirgede, "Beğenmediğin doktoru dövebilirsin" maddesi varmışçasına birileri döverek, söverek onların hakkından gelmeye çalışır.
Ne
acıdır ki; Ne sendika, ne bakanlık ne de başka bir yer. Onların ne
tutunacak bir umutları, ne sarılacak bir hayalleri vardır. Kimsesiz,
sahipsizdir onlar. Yukarıda da dedim ya hani. Bebeğini düşürsün diye
doktorun karnına tekme atan ayı için bile kesilen hiç bir ceza yoktur.
Döven dövdüğüyle övünür.
Hayatımın tamı tamına 10 yılı hastanelerde geçti.
7
yılı gazeteci olarak. Sayısız sağlık skandalı haberi yaptım. Sonra 3
yıl danışmanlık yaptım o hakkında skandal haberleri yaptığım sağlık
mensuplarına...
Neler yaşadıklarını iyi bilirim. Kuşkusuz hepsi
sütten çıkmış ak kaşık olmayabilir. Kabahati olanları mutlaka vardır.
Hangi meslek grubunda yok ki çürük elma söyleyin hadi?
Sadece
canı yananların derdiyle ilgilenmek, şikayetlerini dinlemek nedir, bilir
misiniz? Siz ayağı kırılmış bir adamın fotoğrafına "Ay psikolojim bozulmasın" diye bakamazken, onlar o kırık ayaklar, parçalanmış bedenler, ahlar vahlar arasında bir tam günü mesaide geçiriyor işte.
3 yıllık danışmanlık süreci içinde yaşadıklarım inanılmazdı.
Bilirsiniz;
Yoğun Bakım ünitesi, mikroplardan tamamen arınmış, hastanın sağlık
personeli tarafından an be an takibinin yapıldığı çok özel bir odadır.
Buradaki hastaların çoğu da işte bu yüzden, yani enfeksiyondan
kaybedilir çünkü bağışıklık sistemleri sıfırdır. Bu nedenle sağlık
personeli dışında oraya kimse giremez.
Bunu kapıya gelen hasta yakınına anlatamıyorsun. Adam, "ben oraya gireceğim" diyor!
Giremeyince öküzlüğü tutuyor oraya buraya boynuz sallıyor.
Sadece bu mu?
Biri, "Ben buradaki herkesten daha acilim" diye yarışa girişmiş. Diğeri, doktorun yazdığı ilaca, "Bu bana iyi gelmez" diyor. Öteki, "Ben kalp krizi geçirdim sen bilmiyon doktor" diyor. Beriki, "Sen şurama da bir bak" derdinde.
Birine, "Birşeyin yok senin" diyor, "Nasıl yok yav? Sen doktor olduğuna emin misin?" diyor. Ötekine, "Sen daha iyileşmemişsin" diyor, aldığı cevap, "Sen iyi ilaç verdin de ben mi iyileşmedim" oluyor.
Yemin
ederim bunu bizzat kulaklarımla duydum. Adam karısını hastaneye
getirmiş. Bildiğin kadın hastalıkları. Kapıda sıra beklerken
tembihliyor: "Doktor soyun derse soyunma. Sen görmesen de olur. Bir ilaç ver ben gideyim" dersin. Bağ ikinizi de o odada boğazlamayayım."
Ahıra hayvan diye bağlamazsın ama, gel gör ki doktor onu da iyileştirmeye çabalıyor düşünün işte.
****
Geçenlerde
bir doktor arkadaşımla bu saldırı olaylarını konuştuk. Ocak ayı içinde 6
kez nöbet tutmuş ve 1300 hastaya bakmış. Nöbet başına kaç hasta
düşüyor.
Tam 216 hasta.
Yahu hepsini öpüp göndersen bile
ruhen bedenen bitersin! E bunlar sırada çok bekledikleri için
saldırıyor. Oraya iki doktor daha koyamayan devlet adına doktor yumruk,
hemşire tokat yiyor.
Doktorun veya hemşirenin kesip attığı tırnak etmeyecek insanlar vahşiliğin ölçü birimi olan şiddete başvuruyor.
Sonra "Niye yaptın angutyos kardeş" diye sorulduğunda, biri "Doktorlar ve hemşireler bize tepeden bakıyor" diyor.
Onların
işi hastayla ilgilenmek, seninle laklak değil. Oturup pişti falan
oynamadıkları için mi sana tepeden bakmış oluyorlar? Sakın sen kendini
küçük görmüş olmayasın?
Bir diğeri saldırı gerekçesi olarak "Gergindim biraz" diye cevap veriyor.
Hata sağlık personelinde kardeşim!
Adam gergin.
İçeri
girer girmez bir sedyeyi şezlong niyetine cam kenarına açmazsan, adam
akıllı bir tai masajı yapmazsan, tabi ki dayak yersin!
İşin daha acı tarafı ne biliyor musunuz?
Bu
işi maalesef medya da çok fazlasıyla körüklüyor. Kurtlar Vadisi'ndeki
hastane sahnelerine bir bakın. Doktor ve hemşireler mafya tipli
adamların huzurunda uşak gibi koşuşturuluyor. Önceleri Memati "İyileştir ulan"
diyerek doktor dövüyordu. Nöbeti Abdülhey devraldı şimdi de. Daha geçen
hafta doktor hırpalayan Abdülhey'in tavırlarını izleyin. "Bir doktor olsa da dövsem be" diye insanın iştahını kabartıyor.
Doktorlar
dizisini saymıyorum bile. Yıllarca Kutsi bir başka doktorun peşinden,
Yağmur Atacan diğer hemşirelerin arkasından kişneyip durdu.
Baytar
yerine yanlışlıkla hastaneye gelen hayvanlar doktorları boş boş oturup
diğer doktorun, diğer hemşirenin peşinden koşturan ve gün aşırı
birbiriyle fingirdeşen kişiler olarak görüyor, hal böyle olunca
Abdülheyler hastanelerde gün be gün artışa geçiyor.
Bize ise bazı insanlarla aynı vatanda yaşamanın utancını yaşamak kalıyor.
Kaynak: İnternethaber
|